30 Nisan 2009 Perşembe

5.Kat......Sevgilim'le Bir Akşam Yemeği Sefası...


28 Nisan Salı akşamı sevgilimle çok hoş bir mekana gittik.....Başa dönersek aslında,sevgilimle aramızda ki gerginliğin çok uzun süremeyeceğini bilmeme rağmen bu defa adımı ben atmak istedim.O'na farklı bir sürpriz yapayım,beraber bol bol konuşup aynı zaman da şöyle şık bir yemek yiyelim istedim.Nette yaptığım kısa çaplı araştırmanın sonunda ( http://www.5kat.com/ mekanın web adresi burası ) 5.Kat adlı mekanı buldum.Sıcak bir atmosfer,şık bir rahatlık ve lezzetli yemekler arayanların tercihlerinde ilk sıralar da yer alacak bir yer doğrusu.


Mekanın sahibi Yasemin Alkaya,sinema ve tiyatro dünyasının isimlerinden...Gerçekten güzel bir akşam geçirmemize fırsat sağlamış oldum sanırım o gün :) En azından sevgilimin hoşuna gittiğini düşünüyorum.Yemekleri çok lezzetliydi.Özellikle fırından çıkıp sıcak sıcak masamıza gelen ve baharatlı zeytinyağı ile servis edilen ev yapımı özel ekmek karşı konulmaz ikili oluşturdular bizim için.Rengarenk boncuklar,romantik mumlar,göz alıcı pullarla bezenmiş fenerler, mekânın kendine has ve eşsiz ambiyansını çok hoş bir şekilde tamamlamışlardı.22:30-00:15 arasında güzel,keyifli ve lezzetli vakit geçirdiğimizi düşünüyorum.



Hımmmmm aslında mekanın hiç eksik tarafları yok mu diye düşünürsek,fiyatlarının pahalı olduğunu unutmamak gerekir.Öyle her akşam gidip te yemek yenilecek yer değil en azından bizim için :) Ama şöyle,sevdiğimle 40 yılın başında kendimize bir güzellik yapmak istersek tercih edilecek bir yer....

17 Nisan 2009 Cuma

Sevgilim,Ben ve Vahşet Partisi Saçmalığı :)

Sevgilimle dün akşam nihayet uzun bir süreden sonra hafta içi akşam saatlerinde görüşebildik.O kadar uzun bir süredir gece vardiyasında çalışıyordu ki tarihi tam olarak hatırlıyamıyorum en son çıktığımız hafta içi akşamının :(
Gerçi gündüze dönmesi de çok bir şeyi değiştirmedi,işten 21:00 de çıkıyor bu defa da ancak dün 19:00 da çıktı sırf görüşelim artık diye,geldi işten beni aldı,bir küs bir barışık olan son zamanlarda ki ruh halimiz sebebiyle bir süre kendimizi bırakmadık neden bilemedim birbirimize,konuştuk.....o beni anlamadı ben onu anlamadım hatta bir ara her sinirlendiğin de yaptığı gibi yönümüzü eve çevirdi,bırakacak beni eve oldu.Ama devreye giren şeytan tüyüm :) işinin hakkını verdi.Kendimizi Beylikdüzü yollarında bulduk :) Dedik madem bugün günlerden perşembe,madem bir süredir gitmiyoruz sinemaya,madem bugün genç turkcell kampanyası günü (1 bilete 1 bilet bedava) ,hem de Beylikdüzü Markacity Cinemarka da hiç film izlemedik deneyelim dedik,dedik te seçtiğimiz filmin (gerçi pek seçenek te yoktu ya) bu derece sıradan bir film olacağını hiç düşünmemiştik.21:00 de başlayıp 22:30 da biten saçma koca bir zaman kaybına sebebiyet veren bir filmdi Vahşet Partisi.....Sinema salonu için aynı olumsuz eleştiriyi pek yapamayacağım zira salonda sevgilim ve ben vardık :) hatta Adamım Aşkım bak sanki evde film izliyor gibiyiz bile dedi bir ara da bir de film güzel olsaydı.Neyse izlemeden bilemeyecektik ama o süreyi sevgilimle çay,kahve içip,muhabbet edip,hiçbir şey yapmayıp sadece elele tutuşup gün içinde olanlardan konuşarak geçirsek çok daha iyi olurdu... Sanki Aşkım'la hiç görüşmemiş gibiyim hala çok göresim var kendisini offf ya ne vardı saçma sapan bir film için 2 saatimizi harcadık ki.Doyamadım sevgilime ben ama haksızlık bu :(((


8 Nisan 2009 Çarşamba

Bir Gezi Planı Daha :)))Galata,Yıldız Sarayı,Arkeoloji...

Bahar geldi bizde bir gezilecek görülecek mekan,yer araştırma hevesi başladı ki aman nazarlara gelmesin.bu pazar (22 Mart) günü de sevgilimle aldık soluğu önce Galata Kulesi'nde.Taş merdivenlerini çıkıp,görevlilerin karşıladığı lobiye kadar gelip geri dönülürmüydü bilemem ama biz gelmişiz madem çıkalım bir yukarı yoksa ne anlamı olur buraya gelmenin :) deyip kişi başı 10 Tl verip bindik asansöre,ay noluyor hızlı mı çıkıyor bu asansör,midem de bulandı sanki demeye kalmadı baktım ki çıkıvermişiz.Restoran kısmından geçip balkon bölümüne geçtik,daha doğrusu o kalabalık içinde sevgilimin ellerine sıkıca sarılıp ezilmemeye çalıştım.İşte bu dedim ama o anda,karşıya,bulutlara,ufak çatılara,kuşlara bakınca.....işte bu.Helal olsun demeyi de unutmadım içimden Hazerfan ahmet Çelebi'ye,nasılda uçmuş adam yahu!!! Sevgilim pek etkilenmedi sanırım ne yani bunun için mi çıktık,verdik şimdi biz 20 Tl dedi ama bence güzel bir görüntüydü,en azından onun yanında,rüzgarın hızını yüzümde hissederken,elini sıkıca kavrayıp gökyüzüne bakmak bile keyifliydi benim için:)
Sonra dedik gidelim yıldız sarayına,daha farklı,kalabalık,otantik bir atmosfer beklerken umduğumuz gibi çıkmadı orası.İlk gittiğimiz de görevliler haricinde sevgilim ve ben vardık.Sonra birkaç hol ilerleyince film çekimi için birilerinin olduğunu gördük.İşin garip yanı bizi o bölüme almadılar.Bu ne küstahlıhtır.Sevgilimin yanında kızdığımı belli etmedim daha fazla sinirlenmesin diye ama hoş bir davranış değildi.Yapıyorsanız yapın kardeşim çekiminizi biz de kalıcı değiliz ya.Neyse bu sebepten pazar günü bile in cin top oynuyor vesselam,diğer müzeler gibi değil yani...
Buradan çıkıp sevgilimin en çok görmek istediği yere Arkeoloji Müzesine doğru yol aldık.Aman gez gez bitiremedik burayı,bölüm bölüm o kadar büyük ki,zaten illa görülmeli öyle anlatmayla olacak gibi değil.Hem çıkış saatine yakın geldiğimiz için hem de çok büyük olduğu için bitiremedik tabi,daha sonra gelip göremediğimiz bölümlerine bakarız deyip çıktık.......diye hatırlıyorum nedeni ise bunları 2,5 hafta sonra yazıyor olmam.Geç yazmamın sebebine gelince araya seçim girdi (29 Mart),sonra sevgilimle küslüğümüz ,yine mi evet yine :) Küsüyorum ben bu adama ama nasıl yapıyorsa yapıyor hınzır affettiriyor kendisini,şeytan tüyü var sanki...