31 Ağustos 2009 Pazartesi

Bu Aralar Sürekli Kitap Okuyorum.......

Ben yine bir kitap bitirdim hem de bu sefer 1 günde,nasıl oluyorsa başlıyorum ve devamı geliyor sonra bir bakıyorum kitabın son sayfasını çeviriyorum :)
Daha önce söylediğim gibi Aurora'nın İncileri'ni bir süreliğine rafa kaldırıp önce Sır'ı okuyup sonra devam edecektim.Ama ben Sır'dan önce Siyah Süt'ü okudum.Yazarı Elif Şafak.Evde kütüphanede duruyordu bir süredir,kızkardeşimin almış olduğu bir kitaptı.Pazar gününü evde geçirmek durumunda olunca rafta olduğu yerden gözüme ilişti öylece,nedense daha önce ilgimi pek çekmemişti,ismindenmidir nedir bilmem.Hadi dedim kendime,madem evdesin yapabileceğin en güzel şeyi yap ve kitap oku,iyi geliyor bu ruhuna biliyorsun :)
Farklı bir tarz sahibi bu kitap,bir otobiyografiyi çok değişik işlemiş yazar.Bir kadının annelik serüvenine giden yolunda kendi iç seslerini yakından tanıması ve en sonunda anaç sütlaç hanımın izini sürmesi....
Sinik entel hanım,saten şehvet hanım,anaç sütlaç hanım,pratik akıl hanım,can derviş hanım,hırs nefs hanım kitapta ortaya çıkan parmak kadınlar.Değişik bir kitap fazla bir şey beklenmeden okunursa beğenilebilir diye düşünüyorum.

28 Ağustos 2009 Cuma

Kısa Bir Not...

Piraye'yi bitirdiğimde Bizim Gizli Bahçamizden'i alıp okuyacağım demiştim ya hani ama kalmadığı için aynı yazarın Aurora'nın İncileri adlı kitabını aldım.Ama şimdi kitapla ilgili yorumlardan anladığıma göre Sır adlı kitabın devamı niteliğindeymiş.Sanırım önce Sır'ı okumalıyım.Bak şimdi ben peşpeşe Nermin Bezmen kitaplarını mı okuyacağım.Aldığım gibi başlamıştım oysa Aurora'nın İncileri'ne.Hüma'nın serüvenine ortak olmuştum bile neyse bir süreliğine ara vereceğiz,öyle görünüyor.Sır'dan sonra serüvene devam edebilirim :)

27 Ağustos 2009 Perşembe

The End PİRAYE...

Pazartesi akşam iş çıkışı aldığım kitaptan daha önce bahsetmiştim.Uzun soluklu,insanın elinden bırakası gelmeyen bir kitap olduğunu belirtmiştim hani,işte aynen öyle oldu gece 02:00 ye kadar uykuma inat Piraye'yi elimden bırakamadım.Son sayfalarında hüzünlendiğim dakikalara eşlik eden gözlerim son sayfada yaşlarını akıtarak hoşçakal Piraye dediler benle beraber...

Kitap 2 günde bitti,daha doğrusu 2 akşamda dün daha erken biterdi ama ben iş çıkışı nişanlımın yanına gittim.Hüseyin babayı arayıp,geleceğimi söyleyince onunla yolda buluşup beraber eve gittik.Sonra benim hınzır Adamım bana mutfakta yardım etti ( ilk defa bu kadar uzun hem de ),kıymayı soteledi,havuçları rendeledi,kavurdu,canım sevgilim yetiştirebileyim diye bana epey yardımı dokundu.Sayesinde iftara yemek yetişti,hep beraber yemeğimizi yedik,o gece vardiyasına geçmiş bu arada o sebeple çıktık evden o servisle işe,bende metrobüsle eve gittim.Kardeşim,annemle teyzemi yazlıktan getirdi bu arada,bir süre muhabbet derken gece 24:00 te ancak elime alabildim Pirayeyi,bu sebeple bitirmemde o kadar gecikti.

Şimdi Bizim Gizli Bahçemizden'i alıp okumalıyım,Nermin Bezmen'i okuyalım bir de bakalım,nasıl bir kitap çok merak ediyorum şimdiden...

26 Ağustos 2009 Çarşamba

PİRAYE....

"Piraye"yi yakın çevrenizde aramayın sakın," diyor Canan Tan. "Hem onun, hem de romandaki diğer karakterlerin hayal ürünü olduklarını belirtmeme, bilmem gerek var mı? Ama uzak şehirdeki şarkının nihavent olduğunu söyleyen Nazım Hikmet ve

"Gözlerin hani?" diye soran Ahmed Arif gerçek."



Yeni kararlar veriyorum son zamanlarda bunlardan biri de belkide benim için en sağlıklı olanı,uzunca bir süredir önceleri olduğu gibi artık kitap okumalıyım diyordum hep kendime ama bir türlü başlangıç yapamıyordum...Dün nihayet,iş çıkışı uğradığım bir kitapçıdan aldığım bu kitapla bunu uygulamaya başladım.Kitap 430 sayfalık ben akşam eve gidip yemek ve rutin işlerin faslını bitirip,şöyle güzel bir de çay demledikten sonra aldım elime ve başladım sayfalarını çevirmeye.Ben çevirdikçe kitap beni içine aldı,esir etti resmen,bırakmak ne mümkün,tatlı tatlı esen rüzgarda balkonda mis gibi çay keyfi ve Piraye....Lezzeti damağımda kaldı.Uyku göz kapaklarımı iyice zorlamaya başladığında saat epey ilerlemiş ve ben 250.sayfayı bitirmek üzereyim.....

Piraye güzel,anlatılanlar gerçekle uzak olmayacak cinsten,alıp okunması tavsiye edilecek bir kitap.Kararımı bu kitapla uygulamaya başlamak çok iyi geldi bana.Bunu bitirip Nermin Bezmen'in Bizim Gizli Bahçemizden adlı kitabını alacağım...Neden daha önce okumaya dönmedim sanki,ne kadar da iyi geliyor oysa bana.Söz verdim ama kendime artık boş şeylere kafa yormayacağım bundan böyle.Ruhumu dinlendirmem gerekiyor bir süre....

Bu arada onu.......evet sevgilimi çok özledim...

21 Ağustos 2009 Cuma

Yıllık İznimiz-Avşa-Sevgilim ve Ben :)

Sevgilimin izne çıkmasını fırsat bilip onunda yüksek ısrarlarına ! dayanamayıp 1 haftalık yıllık iznimi kullandım.Kullandım ve bitti bile her güzel şey gibi.Ne yapalım artık bir dahaki tatile kadar bunun kalıntılarıyla yetineceğim.
14 Ağustos cuma günü ofisten çıktım ve merhaba tatil dedim kendi kendime.Sevgilimle cumartesi günü Avşa yollarına düştük bir kez daha ama bu sefer ne ile karşılaşacağımızı bilerek.Avşa yine aynıydı,güzeldi,kalabalık ve eğlenceliydi.ayrıca 2007 de olduğu gibi hala su olayı çözülememişti,suları yine çeşmeden getiriyordu insanlar.Ancak biz bu olumsuzlukları fazla önemsemedik zira kaldığımız yerin sahibi Asuman hanım ve eşi (ismini öğrenmemişim iyimi :) ) bize bu olumsuzlukları hiç hissettirmediler.Sağolsun eşi hergün pansiyonda kalanlara yetecek kadar suyu bizzat getiriyordu.Akşama mangal yapmak istersek mangalı hazırlayıp bizi çağırıyorlardı.Sevimli,sıcak kanlı ve samimiydi her ikiside. Odamız gayet temiz,banyo geniş,mutfakta her türlü ihtiyacı görecek şey vardı. İşte bunlar da kaldığımız odanın resimleri.Aşkımla orada,herşeyden uzakta,sessizliğin,sakinliğin içinde Aşk'la olmak güzeldi.


Bu defa 2007 tatilimizde olduğu gibi yapmadık ve her gün denize girdik,güneşlendik!!! Ne güneşlenmek ama ilk gün sonunda benim bacaklarım ve sırtım nar gibi kızarmış bir durumdaydı.Aşkım,akşamına serinletici ve rahatlatıcı krem aldıda biraz kendime geldim.Denize girdik,dinlendik,uyuduk,sahilde yürüdük,oturduk,bira içtik,Tanza gittik....
ve....19 ağustos çarşamba günü saat 15:00'te Mavi Marmara gemisiyle Aşk adasından ayrılıp 5,5 saatlik bir yolculukla İstanbul'a döndük...
Güzel geçti ve çok kısa geldi bana bu tatil.Şöyle uzun bir tatil yapmak istiyorum Sevgilimle yine yan yana,kol kola,aşkla.......

11 Ağustos 2009 Salı

Sevgilimle İzlediğimiz Filmler...

Biraz önce cüzdanımda sevgilimle gittiğimiz sinema filmlerinin biletlerini buldum.Aşkımla her gittiğim filmin biletini saklıyorum da.Aslında daha çok filme gittik ama sanırım bazı biletleri farklı yerlere koymuşum :) en son gittiğimiz filmin tarihine bakılırsa biz bayağıdır sinemaya gitmiyormuşuz :(


İlk bilet 24 Nisan 2008 tarihli,Plajda adlı bir filmmiş....Çok öyle özellikli bir film değildi diye hatırlıyorum...Avcılar Avşar'da izlemişiz.


İkincisi 22 Mayıs 2008 tarihli ama ne yazık ki adını hatırlamadığım bir filme ait. Bu da Avcılar avşar bileti :)




3.bilet Beylicium Alışveriş Merkezinin içinde olan Favori Sinemasında izlemiş olduğumuz Aşk Tutulması adlı filme ait. 16 Kasım 2008 tarihinde izlediğimiz bu film çok eğlenceli ve hoş bir filmdi.Fenerbahçe tutkunu bir delikanlının takımımı yoksa sevdiği kızmı önce gelir konulu,neşeli bir film işte.Çok birşey beklemeden eğlenmek için izlemiştik bizde.



4.bilette aynı şekilde Beylicium Favori Sinemasında 22 Kasım 2008'de izlemiş olduğumuz, Osmanlı Cumhuriyeti filmine ait.Çok fazla beğenmedik diye hatırladığım Ata Demirer'in başrol oynadığı bir filmdi bu da...



5.bilet 4Aralık 2008 gecesi Beylikdüzü AFM'de izlediğimde bir süre kendime gelemediğim,erkek ve kadın ilişkisini gerçek hayatın boyutunda anlatan,müzikleriyle beni benden alan ISSIZ ADAM filmine ait....

SEN DİZİME YATTIN,

BEN BİR HİKAYE ANLATTIM

VE SEN BÜYÜDÜN................




6.bilet ise Sefaköy Armoni Alışveriş Merkezindeki Prestige Sinemasında 22 Ocak 2009'da izlediğimiz Vali adlı filme ait.Gerçek hayattan konu edinilmiş olan çok güzel bir filmdi.Daha önce kitabını da okumuştum.Filmini izlemek te ayrıca zevkliydi.

Ve son bilette yine Beylikdüzü Afm'de 30 Nisan 2009'da izlediğimiz Kehanet adlı filme ait. Filmin resmi sitesi çok güzel yapılmış.Film gerçekten de çok sürükleyiciydi.Yalnız sonunu beğenmemiştik diye hatırlıyorum.


Dediğim gibi daha bir sürü film izledik Aşkım'la ama sanırım sakladığım biletleri başka bir yere koymuşum.Şimdilik cüzdanımdan çıkanlar bunlardı.Bu biletlere göre son 3 aydır sinemaya gitmiyoruz sevgilimle.Ama ne yapalım bizim daha önemli işlerimiz var bu aralar hem arada biz evde izliyoruz zaten bazı filmleri.Sinemada ya da evde ne farkederki Aşkım yanımda olduktan sonra :)

10 Ağustos 2009 Pazartesi

HAYAT DEVAM EDİYOR :)

1 Aylık nişanlılık süremizi doldurmuş bulunuyoruz.Ne çabuk geçiyor vakit, 1 ay önce nasıl da bir telaşın ve koşuşturmacanın içindeydik.Neyseki geçti,rutin haline döndü hayatımız tabi belli farklılıklarla.Artık büyük bir keyifle taşıdığım yüzüğüm var parmağımda :) Bunun yanı sıra sevgilimin evimize rahatlıkla gelebilmesi,ailemle oturup muhabbet edebilmesi güzel rahatlıklar.
Şimdilerde yeni bir telaşın içerisindeyiz.Ev arıyoruz,kirada oturmak istemediğimiz için uygun bir satılık ev bulmamız gerekiyor.Bu arada öyle üzüldüğüm bir durum var ki,Aşkım'a da söyleyip canını sıkmak istemiyorum daha fazla ama,arabanın satılmasına çok üzüldüm.Ne çok alışmışım meğer,şimdi bir yere çıkmak bile zor geliyor ikimizede.ancak ev için bunu yapmak zorundaydık.Mecburen evin bedelinin bir kısmını peşin olarak ödemeliyiz ki bankadan aldığımız kredi miktarı az olsun.Hoş bankadan da kredi alabilecek miyiz o da bir muamma ama bilemiyorum ne olacak bu durumun sonu.Offf ki ne of bu kadar zor muymuş evlenmek inanamıyorum.Meğer ne kadar çok düşünülmesi gereken konu varmış.İyiki yanımda sevgilim o olmasa sıkıntılara nasıl göğüs gerebilirdim bilmiyorum.
Her şey bir yana artık bu şirkette çalışmak istemiyorum ama daha iyi bir yer bulana kadar buraya devam etmeliyim,ödemelerimizi ayarlamalıyız vs. vs. Yani Aşkım'la olmanın dışında bu aralar pek keyfim yok.Bir tek onun varlığı aldığım nefesi güçlü kılıyor.
Sevgilim Seni Seviyorum....................Biliyorsun değil mi ???