7 Eylül 2009 Pazartesi

Gülhane Parkı ve Çay Bahçesi...

İstanbul'da sonbahar hafiften kendini hissettirmeye başlamışken,sevgilim,nişanlım,canım,herşeyimle (bu sıralama böyle uzayıp gider daha...)bir pazar günü yine düştük yollara,genelde rota belirlemeyiz ya bu kez de aynısını yaptık bıraktık kendimizi İstanbul'a.Sultanahmet'te indik bakalım dedik bu sene ramazanda neler yapılıyor burda.Ancak herşey akşam saatlerini bekliyor gibi sessizlik içindeydi.Madem öyle burada her zaman yediğimiz yerde bir pizza yiyelim karnımızı doyurup öyle devam edelim gezintiye :) Böylelikle ilk rotamız Dominos Pizza oldu.Oradan çıktık dedik müze kartlarımız yanımızda mı,evet yanımızda...o halde Topkapı Sarayı'na girelim bir kez daha.Aman Allah'ım o ne kalabalık öyle,her yer yerli yabancı turist dolmuş.Daha önce gezdiğimize sayıp sadece o eşsiz saray bahçesinde dolaşmakla yetindik bu defa.
Sarayın hemen bitişiğinde Gülhane Parkı'nın içinde yer alan Set Üstü Çay Bahçesine gidelim dedik.
İşte bu resimde sarayın avlusundan çay bahçesinin görünümüne ait.  Sevgilimle çıktık saraydan Gülhane'nin içinden çay bahçesine doğru biraz uzun,yorucu ama keyifli bir yürüyüş yaptık.Parkında kalabalık olduğu dikkatimizi çekti.Öyleki boş bir bank bile bulamadık :)   
Parkın ilk girişinde küçük süs havuzları karşıladı bizi.Hoş bir görüntü oluşturuyor hele de böyle sonbahar yapraklarıyla güzel ikili olmuşlardı.Girişte bizi karşılayan bu güzel görüntüden sonra ağaçların o dingin huzuru arasında çay bahçesine doğru yürümeye devam ettik.  
Ve sonra o mis gibi demlenmiş Osmanlı usulü bakır çaydanlıklarda sadece demlikle alabileceğiniz çayıyla ve eşsiz boğaz manzarasıyla meşhur çay bahçesine ulaştık

Güzel,keyifli bir gün geçirdik Aşkımla yine,dönüşte kalabalıkla boğuşmayalım diye trenle gidelim dedik.Ne iyi de etmişiz rahatça,sahil yolundan trenin o kendine has sesi ve sevgilimin yanımda olmasının sağladığı doyulmaz huzur eşliğinde gezimizi sonlandırdık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder